Spekülatif fiyat artışı ve stokçuluk iddialarıyla ilgili Hazine ve Maliye Bakanı Nebati'den açıklama geldi. Nebati, temel gıda, temizlik ürünleri ve otomotiv dahil birçok sektöre yönelik vergi incelemesi başlatıldığını açıkladı.
Dünya gazetesinden Maruf Buzcugil ve Hüseyin Gökçe’nin sorularını yanıtlayan Nebati’nin açıklamaları şöyle:
Salgının ekonomi üzerindeki etkisi azalmaya başlamışken şimdi de Ukrayna krizi çıktı. Bu durum Türkiye ekonomisini ve uygulanmakta olan programı nasıl etkileyecek?
Son 20 yılda yapılan reformlar ve uygulanan politikalar neticesinde; Türkiye ekonomisi geçmiş dönemlerdeki kırılganlıklarını azaltmış, güçlü kamu maliyesi ve bankacılık sektörüyle iç ve dış şoklara karşı önemli bir direnç geliştirmiştir. Nitekim bu dayanıklılık sayesinde, salgının tüm dünya ekonomilerini olumsuz etkilediği ve küresel ekonominin yüzde 3,1 oranında daraldığı 2020 yılında Türkiye ekonomisi yüzde 1,8 oranında büyüyerek Çin ile birlikte pozitif büyüme kaydeden iki ülkeden biri olmuştur. Küresel ölçekte tedarik zincirinde görülen aksamalar, salgın kaynaklı belirsizlikler ve hızla artan girdi fiyatlarına rağmen Türkiye ekonomisi 2021 yılında yüzde 11 oranında büyüyerek son 10 yılın en güçlü performansını göstermiştir. Böylece Türkiye açıklanan veriler itibarıyla G20, OECD ve AB ülkeleri arasında en fazla büyüme kaydeden ülke olmuştur.
Yakın zamanda önemli ticaret ortaklarımız Rusya ve Ukrayna arasında tezahür eden vaziyetin insani ve toplumsal boyutta oluşturacağı yıkıcı sonuçlarının yanı sıra küresel ölçekte de bir dizi ekonomik olumsuzluğa neden olabileceği aşikârdır. Özellikle enerji ve tarımsal emtiada yaşanan fiyat artışlarının hâlihazırda yüksek seyreden küresel enflasyonist ortama ilave baskı yapması ve finansal piyasalarda oynaklıklara yol açması beklenmektedir. Bununla birlikte, küresel risk iştahının azalması ve uluslararası sermaye hareketlerinin daha da yavaşlaması tahmin edilmektedir. Bu küresel risklerle birlikte Rusya ve Ukrayna ile olan ekonomik ilişkilerimizin boyutu nedeniyle ülkemiz dış ticaret, turizm, enerji ve gıda sektörlerinde de etkilenebilecektir.
Nitekim 2021 yılı itibarıyla söz konusu iki ülkenin ihracatımızdaki payı yüzde 3,9 iken, ithalatımızdaki payı yüzde 12,4’tür. Turizm açısından değerlendirildiğinde Rusya ve Ukrayna’dan ülkemize gelen ziyaretçilerin sayısının yaklaşık 7 milyon olduğu görülmektedir. Diğer taraftan, salgın sonrası dönemin en yüksek seviyelerine ulaşan petrol ve doğalgaz fiyatlarının gerek enflasyon gerek cari işlemler dengesi üzerinde olumsuz etkiler yapacağı değerlendirilmektedir. İlaveten, söz konusu ülkelerde önemli bir ağırlığı olan Türk müteahhitlik firmalarının süreçten olumsuz etkilenebileceği düşünülmektedir.
Son olarak, iki ülkenin tarım ürünlerinde önemli ticaret ortaklarımız olması sebebiyle, tarım sektörünü etkileyebilecek gelişmeler de yakınen takip edilmektedir. Elbette bu risklerin ülkemiz ve diğer ülke ekonomileri üzerindeki etkileri, savaşın süresine ve boyutuna bağlı olarak değişebilecektir. Ekonomi yönetimi olarak, bütün bu gelişmeleri ve olası etkileri paydaş kurumlarımızla birlikte yakından takip ediyor ve söz konusu gelişmelerin ekonomik boyutlarını tüm alanlarıyla ele alıp değerlendiriyoruz.
Örneğin; Fiyat İstikrarı Komitesindeki bakanlıklarımız ve kurumlarımız ile birlikte bu krizin etkilerini de değerlendirdik. Buna göre, gıda arz güvenliğinin sağlanması ve gıda ürünlerine erişimde sorun yaşanmaması amacıyla Tarım ve Orman Bakanlığımız Ukrayna’dan tarım ürünleri ithalatına ilişkin kolaylaştırıcı kararını uygulamaya koymuştur.
Malumunuz, Türkiye Ekonomi Modeli uygulamaya aldığı finansal enstrümanlarıyla finansal piyasalardaki oynaklığı hızla ve önemli ölçüde gidermiş ve ekonomide güven
ortamının devamlılığını sağlamıştır.
Türkiye Ekonomi Modeli ile yatırıma, üretime ve ihracata odaklanarak, yüksek istihdam sağlayan katma değerli büyüme hedefimize ulaşmayı amaçlıyoruz. Bu çerçevede dengeli ve istikrarlı büyüme hedefine yönelik çalışmalarımızı önümüzdeki dönemde de kararlılıkla sürdüreceğiz. Ukrayna-Rusya krizinin de bu ekonomik modele olası olumsuz etkilerini de azaltmaya yönelik her türlü tedbiri almaya devam edeceğiz.
İhracatta süren artışa karşın, ithalat daha hızlı artıyor, dış ticaret açığındaki genişleme, sürdürülen ekonomik program üzerinde baskı oluşturabilir mi?
Türkiye Ekonomi Modeli ile temel hedeflerimizden birisi dengeli bir büyüme kompozisyonu ile birlikte cari dengede kalıcı iyileşme elde etmektir. Bu yolda da biliyorsunuz 2021 yılında önemli mesafe kat ettik. Güçlü büyüme ile birlikte cari açığın önemli ölçüde gerilediğini gördük. Diğer yandan, küresel konjonktürde meydana gelen olaylarla birlikte doğalgaz ve ham petrol başta olmak üzere enerji fiyatlarında önemli yükselişler olmuştur. Bu durum Ocak ve Şubat aylarında ithalat faturamızda hızlı artışa neden olmuştur.
Öte yandan sanayi üretimi ve ihracattaki olumlu görünüm nedeniyle enerji hariç ara malı ithalatı da artış göstermiştir. Bununla birlikte, ihracat performansının kuvvetli seyri ile enerji hariç dış ticaret açığında iyileşme görülmektedir.
Nitekim, 2021 Şubat ayında yıllıklandırılmış enerji hariç dış ticaret açığımız 26,3 milyar dolar iken, Şubat 2022 itibarıyla yıllıklandırılmış enerji hariç dış ticaret açığı 5,0 milyar dolara gerilemiştir. Bölgemizdeki politik istikrarın yeniden tesis edilmesi durumunda, tedarik zincirlerindeki problemlerin çözülmesi ve küresel enerji fiyatlarındaki normalleşmeye bağlı olarak önümüzdeki dönemde dış ticaret ve cari işlemler dengesinde yeniden iyileşme eğilimi beklemekteyiz.
"DÖVİZ KURUNUN GECİKMELİ ETKİSİ BEKLENİYOR"
Enflasyon, tüketici fiyatlarında yüzde 50’yi, üretici fiyatlarında yüzde 100’ü aşmış durumda, enflasyonun bundan sonra nasıl bir seyir izleyeceğini düşünüyorsunuz? Üretici ve tüketici enflasyonu arasındaki makasın daralması mümkün mü?
Enflasyonla mücadele en önemli önceliklerimizden birisir. Bu alanda gerek kısa vadeli gerekse orta ve uzun vadeli politika adımlarımızı hayata geçiriyoruz. Öncelikle fiyat istikrarını olumsuz etkileyen döviz kuru dalgalanmalarını engellemek üzere bir dizi enstrümanı hayata geçirerek önemli kazanımlar elde ettik. Son dönemde, gıda ürünlerinde KDV oranını yüzde 8’den yüzde 1’e, elektrikte ise KDV oranını yüzde 18’den yüzde 8’e indirdik. Söz konusu tedbirler enflasyonla mücadelede kararlığımızı göstermektedir. Diğer yandan, enflasyonun yapısal unsurlarına yönelik çalışmalarımızı ise Fiyat İstikrarı Komitesi bünyesinde ilgili kurumlarımızla birlikte sürdürüyoruz.
Bildiğiniz üzere, salgın sonrası dönemde tüm dünyada enerji ve diğer emtia fiyatlarında görülen artışlar ve tedarik zincirlerindeki aksaklıklar küresel düzeyde enflasyonun artmasına neden olmuştur. Arz yönlü bu etkiler ülkemizde de hissedilmiştir. 2022 yılı genelinde maliyet yönlü baskılar, döviz kurunun gecikmeli etkisi, küresel enerji fiyatlarının etkileriyle enflasyonun yüksek seyretmesi beklenmektedir. Yılsonunda enflasyonun atılan kararlı adımlarla gerilemesini bekliyoruz. Enflasyonda düşüşü sağladığımız zaman TÜFE ile ÜFE arasındaki makas da daralacaktır. Önümüzdeki dönemde enflasyonun düşmesi noktasında disiplinli maliye politikasına da devam edilecek; ve tüm politikalarımızda paydaşlarımızla katılımcı yaklaşım sürdürülecektir.
https://ekonomi.haber7.com/ekonomi/haber/3200014-bakan-nebati-acikladi-temel-gida-temizlik-urunleri-ve-otomotiv-sektorlerine-inceleme
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum KURALLARI: Hakaret içerici ve kanuni olarak suç teşkil edecek paylaşımlarda bulunmak yasaktır. Sorumluluk tamamen siz ziyaretçilere aittir.