Ünlü borsa yazarı Merryn Somerset Webb piyasaların mevcut durumunu 1970’lerin enflasyon krizine benzetiyor. Borsa yazarı yatırımcılara altın tutmayı ve emtia hisselerine yönelmeyi öneriyor
altın yatırımları ve Shell hisseleri tuttuğu bilinen borsa yazarı piyasalardaki kriz sürecini 1970’lerin enflasyon ortamıyla benzeştiriyor. İşte Webb’in o yazısı:
“Artık odadaki genç insan olmamak her zaman için beni mutlu eden şeylerden biri değil. Ancak bu ay için mutluyum. Sadece 15 yıldır piyasalarda dolaşıyorsanız, size doğru olduğu söylenen ve piyasalar hakkında da doğru olduğunu gözlemlediğiniz her şeyin çöküşünü görüyorsunuz demektir.
Kaliteli büyüme hisselerinin her zaman için daha iyi performans göstermediği, ABD Merkez Bankası’nın servetinizi korumak için her zaman devreye girmeyeceği, ESG yatırımlarının zenginler için otomatik bir kazan-kazan yolu olmadığı ortaya çıktı. Portföyünüzdeki büyüme hisselerinin fiyatlarının, yenilikçi düşüncenin paha biçilmez doğasından çok, gevşek para politikasının bir işlevinden kaynaklandığı görüldü.
Son olarak, yüzde 60 hisse senedi ve yüzde 40 tahvilden oluşan uzun vadeli bir portföye bağlı kalma fikrinin, her zaman için verimli olacağı anlamına gelmediği de ortaya çıktı. Bu yıl şimdiye kadar iShares 20+ ABD Hazinesi tahvil ETF'sinde yatırım yapmış olsaydınız S&P 500'le aynı parayı kaybetmiş olurdunuz. Zira her ikisi de yaklaşık yüzde 18 düştü. Daha kısa vadeli tahviller size daha az kaybettirecekti. Ancak İngiltere'deki tahvil fonlarının bir listesine bakarsanız ve yüzde 7'den daha az bir tahvil yatırımı bulmak için zorlanacaksınız.
Küresel fonlar da çok iyi görünmüyor. Vanguard Global Kurumsal Tahvil Endeksi yıl başından bugüne kadar yüzde 12'nin üzerinde düştü. Endeksin performansı yüzde 13 düşüş gösteren MSCI Dünya Endeksi'nden çok da farklı olmadı. Anlaşılan, varlık sınıflarını çeşitlendirmeyi savunan parlak fikrin ömrü buraya kadarmış.
Buradaki sorun açıktır. Tahvillerde görmeniz gereken koruma işlevi, zorlu zamanlarda tahvil verimlerinin düşmesini ve dolayısıyla fiyatların yükselmesidir. Bu oldukça mantıklı bir fikir. Zira çoğunlukla, hisse senedi piyasalarında işler zor göründüğünde, sorunları çözmek için faiz oranlarını düşürmek için bir neden bulunur (veya merkez bankaları en azından bir sebep bulmayı başarır).
Bunun olamayacağı tek zaman, enflasyonun açıkça kontrolden çıktığı dönemlerdir. Her ne kadar verimsiz olsa da piyasalardaki hiçbir ölçekteki çöküş ve yaklaşan hiçbir resesyon merkez bankalarının enflasyonu kontrol etme konusunda tam olarak odaklanmamış gibi görünmesine izin vermez.
Şimdiyse şöyle bir noktadayız: Société Générale'nin Kantitatif Hisse Senedi Araştırması Başkanı Andrew Lapthorne hisse senedi ve tahvil piyasalarının aynı anda çöktüğünü görmeyi "sıradışı" olarak adlandırıyor. Geçen yılki zirvelerinden bu yana yatırımlarsa yaklaşık 23 trilyon dolar değer kaybetti.
Bu çok büyük bir kayıp. Peki sonra ne olacak? Cevap enflasyonla alakalı. Bazıları İngiltere ve ABD'de zirveye ulaşmanın çok uzak olmadığını düşünüyor. Haklı olabilirler. Örneğin İngiltere’de enerji fiyat sınırındaki yüzde 54'lük artışı, konaklama katma değer vergisinin yüzde 20’ye fırlaması, benzin fiyatlarındaki keskin artış gibi tek seferlik zirve rakamları görüldü.
Ancak TÜFE rakamları yüzde 10'a sıçrayıp sonra da gerilemeye başlasa bile, merkez bankası hedef seviyelerine (%2) veya bu hedefe yakın herhangi bir yere geri dönmeleri pek olası değildir. İngiltere'deki yıllık enflasyon oranının 30 yıl boyunca çoğunlukla yüzde 2 civarında asılı kalmasından sonra, bu yüksek enflasyon ortamı çok az insanın henüz bir olasılık olarak kabul edebildiği bir şey. Ama durum böyle ve bunun nedenleri de aslında bir sır değil.”
Küresel enflasyon neden yükseliyor?
“Küreselleşme deflasyonist bir akımdır ve en düşük maliyetli üreticiler herkes için tedarik sağlar. Küreselleşmenin ortadan kalkması ise bunun tam zıddıdır. Çin ve Rusya’nın küresel ekonomiden kopmasıyla birlikte karşı karşıya kaldığımız durum da budur.
Enerji geçişi, hem ham madde ve metallere olan gereksinimleri hem de fosil yakıtları destekleme coşkusunu azalttığı için pahalı bir harekettir. Argonaut'tan Barry Norris'e göre Batı’daki en büyük 11 petrol şirketi geçen yıl sadece 100 milyar dolar yatırım yaptı. Bu çok para gibi gelebilir ama değil. Bu şirketler on yıldan daha kısa bir süre önce yılda 250 milyar dolar yatırım yapıyorlardı.
https://www.borsagundem.com/haber/yuksek-enflasyon-ortaminda-hangi-yatirim-guvenli/1662975
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum KURALLARI: Hakaret içerici ve kanuni olarak suç teşkil edecek paylaşımlarda bulunmak yasaktır. Sorumluluk tamamen siz ziyaretçilere aittir.