Lut ve İbrahim, Naram-sin’in (Nemrut) zulmünden kaçarak kaderlerine sığınmış iki yakın akraba, iki yakın arkadaş ve iki can yoldaşıydı. Birlikte iman etmiş, birlikte yemin etmiş ve birlikte hicret etmişlerdi. Artık hanif imanları gibi yolları da ortaktı. Naram-sin’in şerrinden önlerine açılan yol’un iki işareti vardı. İsra’ya çıktılar birlikte ve geceler boyunca bu işaretleri takip ettiler. Sonunda iki sığınak çıktı karşılarına; İbrahim’in Filistin’e, Lut’un ise Ürdün’e doğru açıldı yolu. Aynı yemin üzerine farklı diyarlarda yaşadılar. İbrahim Kenan diyarında ateşleri gül bahçesi eyledi kendine. Lut ise, günah şehirleri Sodom ve Gomora’nın bulunduğu Siddim Vadisi’ne yerleşti, bereketli ve sulak bir araziydi burası.
Lut Allah’ın elçisiydi ve ilahi mesajları söz’ün asıl muhataplarına ulaştırmak için önce Sodom, sonra da Gomora’ya gitti. Bu iki şehirde hanifliği ve hak sözü ılık bir rüzgâr gibi söyledi insanlara ama şehvet, sapkınlık ve azgınlıktan sarhoş olmuş kavmine sözü geçmedi. Yüksek bir tepeye çıkıp haykırdı; ey kavmim size büyük bir azap var, helak olacaksınız! Şüphesiz insanlık hüsrandaydı. Kalu bela ve can-ı feda. Uyarıları, alay ve tepkiyle karşılandı. Konuşması, tebliğ etmesi ve bu iki günah şehrine girmesi yasaklandı. Kendisinden önce gelen elçiler gibi onun da kanını helal eyleyeceklerini söylediler "lüt ve ibrahim devrinde, filistin diyarının türlü ahlak bozukluklarıyla tanrı'nın gazabına uğramış iki büyük şehirdir.."
Kur'an'da Yüce Allah'ın Lut kavmi üzerine göklerden ateş yağdırdığını, o şehirleri ve orada yaşayanların hepsini yok ettiğini yazar. O şehirler neresi idi?
Araf Suresi'nde Allah'ın Lut kavmi üzerine göklerden ateş yağdırdığını, o şehirleri ve orada yaşayanların hepsini yok ettiğini yazar. O şehirler Sodom ve Gomorra şehirleridir. Peki bu şehirler Allah'ın gazabına neden uğramışlardır?
Lut, kavmine dedi ki:
" Alemlerde, sizden önce hiç kimsenin yapmadığı 'fahşayı' (hayasızlığı) mı yapıyorsunuz? Gerçekten siz, kadınları bırakıp, şehvetle erkeklere mi yaklaşıyorsunuz? Doğrusu siz, 'müsrif'(haddi aşan) bir kavimsiniz."
Lut Kavmi'nin cevabı:
"Bunları, yurdunuzdan sürüp çıkarın, muhakkak bunlar, çokça temizlenen insanlardır." demekten başkası olmadı.
Bunun üzerine Biz, karısı dışında, (Lut'u) ve ailesini kurtardık; (karısı) ise, helake uğrayanlardan oldu. Ve onların üzerine, bir (azap) sağanağı yağdırdık. Bak! Mücrimlerin(suçluların) akıbeti nasılmış?
[ARAF(7)/80-84]
Kur’an’a göre ahlaksızlık içindeki bu şehirler yerle bir edilmiş, yerin altına gömülmüştür.
Bu günahkar kentlerin İsrail'de, Lut Gölü'nün güneydoğusundaki el-Lisan Yarımadasının güneyinde sığ suların altında kaldıkları tahmin edilmektedir. Kuran'da anlatılan olayın başlıca karakterleri Hz. İbrahim ile yeğeni Lût'tur.
Lut Peygamber, İbrahim Peygamberle aynı dönemde yaşadı. Hz. Lut, Hz. İbrahim'e komşu kavimlerden birine elçi olarak gönderilmişti. Bu kavim, Kuran'da belirtildiğine göre o güne kadar dünya üzerinde görülmemiş bir sapıklığı, eşcinselliği uyguluyordu.
Bu günahkar kentlerin İsrail'de, Lut Gölü'nün güneydoğusundaki el-Lisan Yarımadasının güneyinde sığ suların altında kaldıkları tahmin edilmektedir. Kuran'da anlatılan olayın başlıca karakterleri Hz. İbrahim ile yeğeni Lût'tur.
Hz. Lut, onlara bu sapıklıktan vazgeçmelerini söyledi.
Yüce Allah (c.c) bu kesin kararını bildirmek ve kendisine inanmış birkaç yakını ile birlikte, son günlerini yaşayan günahkar şehirden ayrılmasını söylemek üzere Hz. Lût'a günün birinde üç tane melek gönderir. Melekler; genç ve yakışıklı erkek kılığına girerek yeryüzüne inmişlerdi.
Şehvet sapıkları şehre üç tane genç ve yakışıklı delikanlının geldiğini duyunca bir anda yollara dökülerek gelenleri görmek istediler. Ahlaksız Sodomlular'ın melekleri taciz edeceklerinden korkan Lût, kalabalığa onlar yerine "kızlarımı (kavimin kızlarını alın" der.
Fakat kendinden geçmiş kalabalık hiçbir söz dinlememekte ve hiçbir teklife yanaşmamaktadır. Evin kapılarını arka arkaya zorluyor ve içerdeki gençleri istiyorlardı.
Çaresiz kalan Lut’a melekler gerçeği açıklar:
"Allah'ın emri artık kesindir. Yıllardan beri söz dinletemediğin bu beyinsiz halkın artık sonu gelmiştir. Birkaç saat sonra topuna gökten ateş ve ölüm yağacak ve şehirleri ile birlikte yokluğa kavuşacaklardır. Onların başlarına gelmek üzere olan bu felaket, ısrarla Allah'ın emirlerine karşı gelenlere ve Peygamberler'in verdiği öğütlerine arka dönen sapıklara bütün devirler boyunca ibret dersi olacaktır. Allah'ın sana emri böyledir:
Gece olunca sana inananları ve yakınlarını alacak ve ölüm kokan şu lanetlik şehirden habersizce uzaklaşacak ve şu sapık halkı lanetlik akibetleri ile baş başa bırakacaksın. Sana bunları söyleme geldik."
Sabahın ilk ışıkları ile birlikte lanetlik şehirlere ve sapık halkına gökyüzünden görülmemiş bir Allah gazabı boşalmaya başlamıştı. Ahlaksız soysuzlar neye uğradıklarını anlayamadılar
Yanlarında Lût'un karısı yoktur. Çünkü o da Tanrı'nın emirlerine karşı gelip, günahkarlara arasına girenlerdendir...
Bir kaç saniyelik afet ve ölüm saçan bir yağmur sonunda, halkın tamamı ile birlikte bütün şehirlerini ilerdeki insanlığın gözleri önüne bir ibret dersinin örneği olmak üzere harabeye çevirmiş ve yerle bir etmişti.
Bilim adamları yıllarca bu hikayenin gerçek olup olmadığını araştırdılar. Tekvin'de işledikleri günahlardan ötürü gökyüzünden yağan kükürt ve ateşle yok edildiği anlatılan bu iki kentin, İsrail'deki Şeria Irmağından Doğu Afrika'da Zambezi Irmağına uzanan Büyük Rift Vadisinde MÖ y. 1900'de meydana gelen bir depremle yok olduğu sanılır.
National Geographic dergisinin Aralık 1957 sayısında bu konuyla ilgili olarak şu ifadeler yer almaktadır:
"Sodom Tepesi, Ölü Deniz'e doğru yükselir. Hiç kimse şimdiye dek yok olan şehirler Sodom ve Gomorrah'ı bulamadı, fakat bilim adamlarına göre bu şehirler kayalıkların karşısındaki Siddim Vadisi'nde duruyorlar. Büyük ihtimalle Ölü Deniz'in taşkın suları ve depremin altında kaldılar.
Lut kavminin uğradığı felaketin teknik yönü, jeologların araştırmalarından anlaşılmaktadır. Buna göre, Lut kavmini yok eden deprem, oldukça uzun bir yerkabuğu çatlağı (fay hattı)nın sonucunda oluşmuştur: Şeria Nehri'nin yatağını oluşturan 190 kilometrelik mesafe boyunca Şeria Nehri toplam 180 metrelik bir düşüş yapar. Bu durum ve Lut Gölü'nün deniz seviyesinden 400 metre alçak olması, burada bir zamanlar büyük bir jeolojik olayın meydana geldiğini gösteren önemli delillerdendir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum KURALLARI: Hakaret içerici ve kanuni olarak suç teşkil edecek paylaşımlarda bulunmak yasaktır. Sorumluluk tamamen siz ziyaretçilere aittir.