KAVUK
Adamın biri, bir gün elinde eğri büğrü yazılı bir kâğıt getirip, okumasını söyler. Hoca evirir, çevirir fakat okuyamaz. Adam, Hoca’ya, “Bir yazıyı okunamadın, başındaki kavuğundan utan” deyince,
“Hoca kavuğu çıkartıp uzatır. Sonra: Mademki, der, İş kavuktadır; Haydi benim düdüğüm, giy de şunu Kendin oku bakalım mektubunu” der.
ANAFİKİR : İnsan çok şey bilebilir,ama herşeyi bilemeyebilir.Bilgi sahibi insanlara saygı göstemek gerekir.KEDİ NEREDE
Nasreddin hoca kasaptan iki okka et alır ve hanımına akşama pişirmesini tembihleyip gezmeye çıkar. Hoca gidince komşu kadınlar Hoca'nın hanımına misafirliğe gelirler. Hoca'nın hanımı da misafirlere ikram olsun diye eti pişirir ve afiyetle yerler.
Hoca et hayaliyle eve gelir. Karısı üzgün bir şekilde Hoca'ya:
"Hocam senin eti bizim kedi yedi." der.
Hoca kediyi tutup tartar.Kedi tam iki okka gelince karısına döner ve:
"Hanım bu bizim kedi ise benim aldığım iki okka et nerde; Bu benim aldığım iki okka et ise bizim kedi nerde?"
ANAFİKİR : Hoca'nın hoşgörüsüne diyecek yoktur. Son derece affedici ve hoşgörülü bir insandır. Ama hiçbir zaman aptal yerine de konmak istemez. Yani herşeyin farkındadır. Hanımının sözlerine kanmadığını kendi esprili uslubuyla göstermiştir.
EŞEĞİN SÖZÜ
Adamın biri Hoca'dan eşeğini ister fakat evde olmadığını söylediği sırada ahırdan anırma sesini duyunca,
-"Aşkolsun Hocam bunca yıllık komşuyuz. Bak işte sesi geliyor"
Hoca hemen cevabı yapıştırır:
-"Ne yani şimdi kırk yıllık komşuna değil de kılkuyruk eşeğin sözüne mi inanıyorsun?!" der.
ANAFİKİR : İnsan yapmak istemediği bir iş karşısında çeşitli bahaneler uydurabilir.
YOĞURT GÖLÜ
Hoca, bir gün gölün kenarında oturur iken adamın biri ne
yaptığını sormuş. Hoca da, “Göle yoğurt mayası çalıyorum” demiş. Bunun üzerine adam:
“Eh Hoca, ömür adamsın hanı! Göl maya tutar mı? Olur iş mi bu? Gözüm çıksın sende akıl varsa.’ Hoca kızmış: ‘Ben bilmez miyim onu? Elbet tutmaz…Ama ya bir tutarsa?.”
ANAFİKİR Umutlarımızı hiçbir zaman yitirmememiz gerektiğini anlatmaktadır.
RÜZGARIN ATTIĞI ADAM
Hoca bir gün boş bir bostana dalar yolar temizler bostanda ne varsa marullar patlıcanlar salatalar. Doldurur bir çuvala tıka basa tam yükü yüklenecekken Çam yarması bir adam peyda olur herif der ne arıyorsun burada hoca bir düşünür ve cevabı bulur Der ki:
-Dün bir rüzgar çıkmıştı ya o attı beni buraya
-Demek seni buraya atan rüzgar peki ya bu patlıcanlar marullar onları da hep rüzgarmı kopardı
-Evet biraz fazlaca esiyordu beni öteye beriye savurdu neye uğradığımı bilemedim bari şunlara tutunayımm dedim neye tutundum sa elimde kaldı.
Bunun üzerine bostancı kızar:
-Peki çuvala koyan da mı rüzgar söyle kim doldurdu çuvala bunu?
Hoca tatlı tatlı kaşır burnunu
sonra döner der ki:
-ilahioğlum işte ben de onu düşünüyorum ya......
ANAFİKİR : Başkasının malını izinsiz alırsak zor durumlara düşebiliriz.
DENİZ TÜKENDİ
Hoca birgün kayığa biner.Dümenin yanına oturur.Biraz bakar, dümenciliği kolay bir iş sanır.Sokulur dümencinin yanına, kendini göstermek ister:
-Belki tanımazsın beni ya, bende ustasıyım bunun.Sen şöyle bir kenara çekilde bir dinlen.Ben idare ederim.
Dümencide inanır buna.Dümeni Hoca'ya bırakır.Bir köşeye uzanır.
Kayık bir süre gider.Tam kıyıya yaklaştıkları sırada bir koca dalga gelir, kayığı sarsar, karaya çarpar.
Yolcular korkuyla bağrışırlar:
-Hey ne yapıyorsun sen??
Hoca ciddiliğini hiç bozmaz; cevabı verir:
-Ben birşey yapmadım, deniz tükendi.
ANAFİKİR : Bir işi bilene teslim etmezsek o işin sonu kötü olabilir.
YAZISIZ MEKTUP
Derler ki: -- "Düğün var falanca yerde.
Kazanlar dolusu pilavla zerde!
Galiba şimdi de yemek zamanı..."
Görmeyin Hoca?daki heyecanı.
Bir anda zihni allak bullak olur.
Ne yapsa da gitse düğün evine?
Düşünür taşınır, çareyi bulur.
Çabucacık bir zarf alır eline;
Alı al moru mor, kapıya damlar.
Açıp ne istediğini sorarlar.
-- "Bir mektubu var da ev sahibinin;
Onu getirmiştim..." -- "Eh! Buyrun, girin."
Sırtında samur bir kürk, görünür ev sahibi.
Hoca zarfı eline tutuşturduğu gibi
Geçer kurulur sofranın başına;
Çala kaşık dalar düğün aşına.
Adam bakar bakar zarfın üstüne;
Sonra Hoca?ya der ki: -- "Yahu, bu ne?
Üzeri yazılı değil bu zarfın."
Hoca içine gömülüp hoşafın:
-- "Aceleye geldi, der, af buyurun;
İçi de yazılı değildir onun."
ANAFİKİR: Düşünmeden ve acele ile söylenen yalanlar çok çabuk ortaya çıkıp bizi zor duruma düşürebilir.
HOCA'NIN HESABI
Hoca,bir gün,taşınacak
Evde ne varsa ,kap kacak,
Hepsini derler,toparlar;
Giyinir,sokağa fırlar.
Yükü taşıyacak bir adam bulur;
Bu adamla pazarlığa koyulur.
Adam sorar:-"Nedir gidecek şeyler?"
Hoca da birer birer sayar döker;
-"Sandık mandık,dolap molap;
Kilim milim,esvap mesvap."
Adamcağız on iki akça ister;
Hoca,düşünür taşınır:-"Peki." der.
Peki der,yani adamla anlaşır;
Adam da ne kadar şey varsa taşır.
İs bitip hesaba gelince sıra,
Hoca cebinden,çıkara çıkara,
Tamam altı akça para çıkarır;
-"Alacağın bu kadar," der.
Adamsa itiraz eder :
-"Hocam,şu ettiğin iş reva mıdır?
Hem arzuya rıza gösteriyorsun,
Hem tutup altı akça veriyorsun."
Hoca kızar,der ki :-"A sersem adam!
Ben o türlü pazarlıktan anlamam;
Boş yere beynime uğratma kanı.
Dolap molap dedik,nerede molap?
Esvap mesvap dedik,nerede mesvap?
Hesabım doğrudur,çek arabanı!"
ANAFİKİR: Bir anlaşma yaparken şartlarını şyi belirlememiz gerekir.
HEPSİ HAKLI
Bir gün Hoca’nın yanına, birbirinden davacı olan iki adam gelir. Hoca önce birini dînler ve “Haklısın” der. Sonra diğerini dinler, ona da “Haklısın” deyince, hanımı oradan
atılır:
” ‘Canım, Hoca! Böyle şey olur mu? Ya o haklıya da bul! O zaman Hoca karısına döner: ‘Karı Vallahi sen de haklısın’.’ der.”
ANAFİKİR: Herzaman herkesi memnun edemeyiz.Ama herkesi memnun edecek biçimde konuşabiliriz.
DAMDA
Hoca, kış hazırlığı için dama çıkmış, kınlan kiremitleri aktarmaktadır. Adamın biri gelip kapıyı çalmış ve Ho-ca’dan aşağıya inmesini istemiş. Hoca, önemli bir iş herhalde diyerek, oflaya puflaya aşağı inmiş. Adam “Hocam, şu fakire bir sadaka” demiş. Hoca kızmış ama belli etmeden:
“‘Hele yukarı gel benimle biraz; Üst tarafını orada söylersin.’ Varınca ikisi de nefes nefese dama, Hoca dönmüş adama; Demiş ki: ‘Allah versin!.’ ”
ANAFİKİR : Kendine yapılmasını istemediğin birşeyi başkasına yapma.,
AYVA-İNCİR
Hoca, bir gün Timur’a hediye götürmek için, sepete ayva ve incir doldurur. Sonra, ayvadan vazgeçer ve sadece incirleri götürür. Timur’un yanına varınca, kafası neye bozulduğu belli olmayan Timur, incirleri alarak Hoca’mn kafasına fırlatmaya başlar. Hoca ise durmadan Hakk’a şükreder. Timur bu duruma şaşırır:
“‘Hoca! Ne diyorsun?
Halini görmüyor da Hakk’a şükrediyorsun.’ Hoca cevap verir: ‘Şükür Tann’yal Şu sepet daha demin ayva doluydu ya. Ya getireverseydim o sepeti? Kafa göz kalır mıydı bende şimdi?.”
ANAFİKİR:Hayatta daha büyük acılar,kötü şeyler başımıza gelebilir.Olduğumuz duruma şükretmemiz gerekir.
VADEYLE PARA
Bir gün komşu gelip Hocadan
Vadeyle para ister.
der.
Hoca’ysa memnun olmaz bu ricadan,
Ah! Olmaz, olmaz! Ama,
Belli etmekte olmaz adama. Senin bu işini halletmek gerek.
Gerek ya, sende bir kolaylık göster,
Bunların hepsini benden isteme.
Vâde vermek düşsün benim hisseme,
Parayı da başkasından buluver.
ANAFİKİR: Bizden istenilen bir işi yada ricayı yapmak istemediğimizde,karşı tarafı kırmadan ,kibarca reddetmeyi bilmeliyiz.
AĞIZ TADI İLE
Hoca bir ciğer almiş evine gidiyormuş..
Yolda bir dostuyla karşılaşmış Adam:
-Bak sana güzel bir ciğer yemeği tarifi yapayim da bunu ağız tadıyla ye, demiş.
Hoca rica etmis:
-Benim aklimda kalmaz Bir kağıda yaziver..
Adam yazip vermiş Hoca biraz sonra lezzetli bir ciğer yemeği yiyeceğini düşünerek dalgın dalgın giderken, bir kartal elindeki ciğeri kapip kaçmış.
Hoca kartalın ardından bir süre baktıktan sonra elindeki kağıdı havaya kaldırmış:
-Ağız tadıyla yiyemeyeceksin tarifi bende!
ANAFİKİR: Kaybettiğimiz birşeyin arkasından boş sözlerle kendimizi avutup kandırmaya çalışmamalıyız.
DEĞİŞ TOKUŞ
Hoca yolda yürürken, adamın biri ensesine hatırı sayılır bir tokat atar. Hoca şikâyetçi olur ve Kadı’ya giderler. Kadı, cezayı
“Tokat vuran iki akça para Ödeyecek” diye keser. Adam, “Param yok, alıp geleyim” der. Hoca, Kadı’nın huzurunda bekler de bekler.
“Böyle boş boşa geçer saatler Hoca da sinirden deliye döner. En sonunda sığınıp yaradana Bir İndirir Kadı’nın suratına. ‘Haydi ben gidiyorum, hoşça kal’ der ‘Sen paranı o adamdan alıver.’
ANAFİKİR:Bir olayda doğru ve adil karar vermezsek bu kararımız bize istemediğimiz şekilde dönebilir.
DÜŞMESEYMİŞ
Hoca birgün dörtnala sürerken eşeğini
Nasılsa,birdenbire,yerde bulur kendini.
Daha ne olduğunu iyice anlamadan
Çevirir etrafını sekiz on tane çocuk.
Her biri birşey söyler abuk sabuk;
Bin bir türlü ses çıkar her kafadan.
Hoca'yla bir güzel alay ederler;
-"Hoca ne oldun?"derler.
Hoca'ysa asla bozuntuya vermezİ
Püf noktasını kimseye göstermez.
-"Pek gülüyorsunuz!ser,ama neden?
Düşmeseydim de inecektim zaten".
ANAFİKİR: Ne kadar zorluk yaşarsak yaşayalım,her zaman olumlu düşünmeliyiz.
HIRSIZLARLA HOCA
Hoca’mn evini bir gün hırsızlar girer ve ne var ne yoksa götürürler. Hoca ise bu esnada, uyur numarası yapmaktadır. Hırsızlar kapıdan çıkınca, Hoca da yorganını sırtına’ vurur ve onları t^kipe.1
“Döner bakar ki hırsızlardan biri
Hoca da giriyor evden içeri.
Hırr-t. önce şaşırır, sonra sorar.
‘Hoca’. Senin burada ne işin var?’
Hoca da, şakacıktan hayret eder:
‘Canım, buraya taşınmadık mı?’der.”
ANAFİKİR: Arkadan iş çevirmeye çalışmak kötü sonuçlar doğurabilir.
“Hoca kavuğu çıkartıp uzatır. Sonra: Mademki, der, İş kavuktadır; Haydi benim düdüğüm, giy de şunu Kendin oku bakalım mektubunu” der.
ANAFİKİR : İnsan çok şey bilebilir,ama herşeyi bilemeyebilir.Bilgi sahibi insanlara saygı göstemek gerekir.KEDİ NEREDE
Nasreddin hoca kasaptan iki okka et alır ve hanımına akşama pişirmesini tembihleyip gezmeye çıkar. Hoca gidince komşu kadınlar Hoca'nın hanımına misafirliğe gelirler. Hoca'nın hanımı da misafirlere ikram olsun diye eti pişirir ve afiyetle yerler.
Hoca et hayaliyle eve gelir. Karısı üzgün bir şekilde Hoca'ya:
"Hocam senin eti bizim kedi yedi." der.
Hoca kediyi tutup tartar.Kedi tam iki okka gelince karısına döner ve:
"Hanım bu bizim kedi ise benim aldığım iki okka et nerde; Bu benim aldığım iki okka et ise bizim kedi nerde?"
ANAFİKİR : Hoca'nın hoşgörüsüne diyecek yoktur. Son derece affedici ve hoşgörülü bir insandır. Ama hiçbir zaman aptal yerine de konmak istemez. Yani herşeyin farkındadır. Hanımının sözlerine kanmadığını kendi esprili uslubuyla göstermiştir.
EŞEĞİN SÖZÜ
Adamın biri Hoca'dan eşeğini ister fakat evde olmadığını söylediği sırada ahırdan anırma sesini duyunca,
-"Aşkolsun Hocam bunca yıllık komşuyuz. Bak işte sesi geliyor"
Hoca hemen cevabı yapıştırır:
-"Ne yani şimdi kırk yıllık komşuna değil de kılkuyruk eşeğin sözüne mi inanıyorsun?!" der.
ANAFİKİR : İnsan yapmak istemediği bir iş karşısında çeşitli bahaneler uydurabilir.
YOĞURT GÖLÜ
Hoca, bir gün gölün kenarında oturur iken adamın biri ne
yaptığını sormuş. Hoca da, “Göle yoğurt mayası çalıyorum” demiş. Bunun üzerine adam:
“Eh Hoca, ömür adamsın hanı! Göl maya tutar mı? Olur iş mi bu? Gözüm çıksın sende akıl varsa.’ Hoca kızmış: ‘Ben bilmez miyim onu? Elbet tutmaz…Ama ya bir tutarsa?.”
ANAFİKİR Umutlarımızı hiçbir zaman yitirmememiz gerektiğini anlatmaktadır.
RÜZGARIN ATTIĞI ADAM
Hoca bir gün boş bir bostana dalar yolar temizler bostanda ne varsa marullar patlıcanlar salatalar. Doldurur bir çuvala tıka basa tam yükü yüklenecekken Çam yarması bir adam peyda olur herif der ne arıyorsun burada hoca bir düşünür ve cevabı bulur Der ki:
-Dün bir rüzgar çıkmıştı ya o attı beni buraya
-Demek seni buraya atan rüzgar peki ya bu patlıcanlar marullar onları da hep rüzgarmı kopardı
-Evet biraz fazlaca esiyordu beni öteye beriye savurdu neye uğradığımı bilemedim bari şunlara tutunayımm dedim neye tutundum sa elimde kaldı.
Bunun üzerine bostancı kızar:
-Peki çuvala koyan da mı rüzgar söyle kim doldurdu çuvala bunu?
Hoca tatlı tatlı kaşır burnunu
sonra döner der ki:
-ilahioğlum işte ben de onu düşünüyorum ya......
ANAFİKİR : Başkasının malını izinsiz alırsak zor durumlara düşebiliriz.
DENİZ TÜKENDİ
Hoca birgün kayığa biner.Dümenin yanına oturur.Biraz bakar, dümenciliği kolay bir iş sanır.Sokulur dümencinin yanına, kendini göstermek ister:
-Belki tanımazsın beni ya, bende ustasıyım bunun.Sen şöyle bir kenara çekilde bir dinlen.Ben idare ederim.
Dümencide inanır buna.Dümeni Hoca'ya bırakır.Bir köşeye uzanır.
Kayık bir süre gider.Tam kıyıya yaklaştıkları sırada bir koca dalga gelir, kayığı sarsar, karaya çarpar.
Yolcular korkuyla bağrışırlar:
-Hey ne yapıyorsun sen??
Hoca ciddiliğini hiç bozmaz; cevabı verir:
-Ben birşey yapmadım, deniz tükendi.
ANAFİKİR : Bir işi bilene teslim etmezsek o işin sonu kötü olabilir.
YAZISIZ MEKTUP
Derler ki: -- "Düğün var falanca yerde.
Kazanlar dolusu pilavla zerde!
Galiba şimdi de yemek zamanı..."
Görmeyin Hoca?daki heyecanı.
Bir anda zihni allak bullak olur.
Ne yapsa da gitse düğün evine?
Düşünür taşınır, çareyi bulur.
Çabucacık bir zarf alır eline;
Alı al moru mor, kapıya damlar.
Açıp ne istediğini sorarlar.
-- "Bir mektubu var da ev sahibinin;
Onu getirmiştim..." -- "Eh! Buyrun, girin."
Sırtında samur bir kürk, görünür ev sahibi.
Hoca zarfı eline tutuşturduğu gibi
Geçer kurulur sofranın başına;
Çala kaşık dalar düğün aşına.
Adam bakar bakar zarfın üstüne;
Sonra Hoca?ya der ki: -- "Yahu, bu ne?
Üzeri yazılı değil bu zarfın."
Hoca içine gömülüp hoşafın:
-- "Aceleye geldi, der, af buyurun;
İçi de yazılı değildir onun."
ANAFİKİR: Düşünmeden ve acele ile söylenen yalanlar çok çabuk ortaya çıkıp bizi zor duruma düşürebilir.
HOCA'NIN HESABI
Hoca,bir gün,taşınacak
Evde ne varsa ,kap kacak,
Hepsini derler,toparlar;
Giyinir,sokağa fırlar.
Yükü taşıyacak bir adam bulur;
Bu adamla pazarlığa koyulur.
Adam sorar:-"Nedir gidecek şeyler?"
Hoca da birer birer sayar döker;
-"Sandık mandık,dolap molap;
Kilim milim,esvap mesvap."
Adamcağız on iki akça ister;
Hoca,düşünür taşınır:-"Peki." der.
Peki der,yani adamla anlaşır;
Adam da ne kadar şey varsa taşır.
İs bitip hesaba gelince sıra,
Hoca cebinden,çıkara çıkara,
Tamam altı akça para çıkarır;
-"Alacağın bu kadar," der.
Adamsa itiraz eder :
-"Hocam,şu ettiğin iş reva mıdır?
Hem arzuya rıza gösteriyorsun,
Hem tutup altı akça veriyorsun."
Hoca kızar,der ki :-"A sersem adam!
Ben o türlü pazarlıktan anlamam;
Boş yere beynime uğratma kanı.
Dolap molap dedik,nerede molap?
Esvap mesvap dedik,nerede mesvap?
Hesabım doğrudur,çek arabanı!"
ANAFİKİR: Bir anlaşma yaparken şartlarını şyi belirlememiz gerekir.
HEPSİ HAKLI
Bir gün Hoca’nın yanına, birbirinden davacı olan iki adam gelir. Hoca önce birini dînler ve “Haklısın” der. Sonra diğerini dinler, ona da “Haklısın” deyince, hanımı oradan
atılır:
” ‘Canım, Hoca! Böyle şey olur mu? Ya o haklıya da bul! O zaman Hoca karısına döner: ‘Karı Vallahi sen de haklısın’.’ der.”
ANAFİKİR: Herzaman herkesi memnun edemeyiz.Ama herkesi memnun edecek biçimde konuşabiliriz.
DAMDA
Hoca, kış hazırlığı için dama çıkmış, kınlan kiremitleri aktarmaktadır. Adamın biri gelip kapıyı çalmış ve Ho-ca’dan aşağıya inmesini istemiş. Hoca, önemli bir iş herhalde diyerek, oflaya puflaya aşağı inmiş. Adam “Hocam, şu fakire bir sadaka” demiş. Hoca kızmış ama belli etmeden:
“‘Hele yukarı gel benimle biraz; Üst tarafını orada söylersin.’ Varınca ikisi de nefes nefese dama, Hoca dönmüş adama; Demiş ki: ‘Allah versin!.’ ”
ANAFİKİR : Kendine yapılmasını istemediğin birşeyi başkasına yapma.,
AYVA-İNCİR
Hoca, bir gün Timur’a hediye götürmek için, sepete ayva ve incir doldurur. Sonra, ayvadan vazgeçer ve sadece incirleri götürür. Timur’un yanına varınca, kafası neye bozulduğu belli olmayan Timur, incirleri alarak Hoca’mn kafasına fırlatmaya başlar. Hoca ise durmadan Hakk’a şükreder. Timur bu duruma şaşırır:
“‘Hoca! Ne diyorsun?
Halini görmüyor da Hakk’a şükrediyorsun.’ Hoca cevap verir: ‘Şükür Tann’yal Şu sepet daha demin ayva doluydu ya. Ya getireverseydim o sepeti? Kafa göz kalır mıydı bende şimdi?.”
ANAFİKİR:Hayatta daha büyük acılar,kötü şeyler başımıza gelebilir.Olduğumuz duruma şükretmemiz gerekir.
VADEYLE PARA
Bir gün komşu gelip Hocadan
Vadeyle para ister.
der.
Hoca’ysa memnun olmaz bu ricadan,
Ah! Olmaz, olmaz! Ama,
Belli etmekte olmaz adama. Senin bu işini halletmek gerek.
Gerek ya, sende bir kolaylık göster,
Bunların hepsini benden isteme.
Vâde vermek düşsün benim hisseme,
Parayı da başkasından buluver.
ANAFİKİR: Bizden istenilen bir işi yada ricayı yapmak istemediğimizde,karşı tarafı kırmadan ,kibarca reddetmeyi bilmeliyiz.
AĞIZ TADI İLE
Hoca bir ciğer almiş evine gidiyormuş..
Yolda bir dostuyla karşılaşmış Adam:
-Bak sana güzel bir ciğer yemeği tarifi yapayim da bunu ağız tadıyla ye, demiş.
Hoca rica etmis:
-Benim aklimda kalmaz Bir kağıda yaziver..
Adam yazip vermiş Hoca biraz sonra lezzetli bir ciğer yemeği yiyeceğini düşünerek dalgın dalgın giderken, bir kartal elindeki ciğeri kapip kaçmış.
Hoca kartalın ardından bir süre baktıktan sonra elindeki kağıdı havaya kaldırmış:
-Ağız tadıyla yiyemeyeceksin tarifi bende!
ANAFİKİR: Kaybettiğimiz birşeyin arkasından boş sözlerle kendimizi avutup kandırmaya çalışmamalıyız.
DEĞİŞ TOKUŞ
Hoca yolda yürürken, adamın biri ensesine hatırı sayılır bir tokat atar. Hoca şikâyetçi olur ve Kadı’ya giderler. Kadı, cezayı
“Tokat vuran iki akça para Ödeyecek” diye keser. Adam, “Param yok, alıp geleyim” der. Hoca, Kadı’nın huzurunda bekler de bekler.
“Böyle boş boşa geçer saatler Hoca da sinirden deliye döner. En sonunda sığınıp yaradana Bir İndirir Kadı’nın suratına. ‘Haydi ben gidiyorum, hoşça kal’ der ‘Sen paranı o adamdan alıver.’
ANAFİKİR:Bir olayda doğru ve adil karar vermezsek bu kararımız bize istemediğimiz şekilde dönebilir.
DÜŞMESEYMİŞ
Hoca birgün dörtnala sürerken eşeğini
Nasılsa,birdenbire,yerde bulur kendini.
Daha ne olduğunu iyice anlamadan
Çevirir etrafını sekiz on tane çocuk.
Her biri birşey söyler abuk sabuk;
Bin bir türlü ses çıkar her kafadan.
Hoca'yla bir güzel alay ederler;
-"Hoca ne oldun?"derler.
Hoca'ysa asla bozuntuya vermezİ
Püf noktasını kimseye göstermez.
-"Pek gülüyorsunuz!ser,ama neden?
Düşmeseydim de inecektim zaten".
ANAFİKİR: Ne kadar zorluk yaşarsak yaşayalım,her zaman olumlu düşünmeliyiz.
HIRSIZLARLA HOCA
Hoca’mn evini bir gün hırsızlar girer ve ne var ne yoksa götürürler. Hoca ise bu esnada, uyur numarası yapmaktadır. Hırsızlar kapıdan çıkınca, Hoca da yorganını sırtına’ vurur ve onları t^kipe.1
“Döner bakar ki hırsızlardan biri
Hoca da giriyor evden içeri.
Hırr-t. önce şaşırır, sonra sorar.
‘Hoca’. Senin burada ne işin var?’
Hoca da, şakacıktan hayret eder:
‘Canım, buraya taşınmadık mı?’der.”
ANAFİKİR: Arkadan iş çevirmeye çalışmak kötü sonuçlar doğurabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum KURALLARI: Hakaret içerici ve kanuni olarak suç teşkil edecek paylaşımlarda bulunmak yasaktır. Sorumluluk tamamen siz ziyaretçilere aittir.