
Neda Yağlı, TGRT yayınında düşüncelerini şöyle özetliyor: "Eskiden kurban keserken ortaklık yapılırdı, şimdi benzer bir durum konut alımlarında gerçekleşiyor. Ortak konut almanın hem avantajları hem de dezavantajları bulunuyor ve dikkat edilmesi gereken noktalar var. Örneğin, iki kişi 3 milyon TL değerinde bir ev almak istediğimizde, yüzde 50'lik kısmını peşin ödeyip, kalan kısım için kredi çekmeyi planlayabiliriz." Böyle bir durumda toplamda 10 yıllık krediyle kişi başı aylık yaklaşık 25 bin TL ödeme yapılması gerekiyor. Bunun avantajı, konutun değer kazanmasıyla her iki tarafın da yatırım sahibi olmasıdır. Ayrıca kira geliri elde ederek kredi ödemelerine katkı sağlanabilir.
Diğer yandan, ortak yatırımlarda bazı riskler de mevcut. Ortaklar arasında anlaşmazlıklar, vefatlar ya da farklı beklentiler olabilir. Bu sebeple noter huzurunda düzgün bir sözleşme hazırlamak ve bir hukuki danışmandan destek almak önemli. Ortak alınan gayrimenkuller için, ön alım hakkı gibi sözleşmeye eklenebilecek maddelerle bu riskler minimize edilebilir.
Özellikle, taraflardan birinin kredi taksitlerini aksatması durumunda ortaya çıkan riskler dikkate alınmalıdır. Bu tarz durumlar kredi puanını etkileyebilir ve mali sıkıntılara yol açabilir. Bu nedenle, ortaklık yapacağınız kişiyi iyi seçmek ve finansal yükümlülükler konusunda güvenilir bir karar almak gereklidir.
Nihayetinde, başlangıçta noter huzurunda eşit hakları kapsayan bir sözleşmenin yapılması önemle tavsiye edilir. Yatırım sürecinde ortaya çıkabilecek sorunlar için hukuki danışmanlık alarak çözüme kavuşturulabilir.
Sonuç olarak, ortak şekilde konut almak mali açıdan kazançlı olabilirken doğru önlemleri almadan bu yolu tercih etmek hem huzuru hem de parayı riske atabilir. O yüzden doğru tedbirlerle bilinçli hareket etmek gereklidir.